6 Aralık 2015 Pazar

Hem öğretmen hem öğrenci


Hem öğretmen hem öğrenci

ben  kendimden küçük çocuklarla oynamayı çok severim. Bir yere gittiğimizde illa benimde oynamamı isterler. Bize geldiklerinde de  hep bir oyun oynarız. Çeşitli yarışmalar ya da daha farklı şeyler yaparız. Onlarda beni severler. Ben kendimi onlarla vakit geçirirken ne yalan söyleyeyim öğretmen gibi hissediyorum.

 Kendi yaşıtlarımla da  bu işin böyle olacağını sandım. İşin  öğretmenlik yanı öyle oldu fakat birde onları bir düzene oturtması var ve bu birazdan sözünü edeceğim 2 kişi için pek mümkün değil.

Geçen gün benim ikizim ve arkadaşı Türkçe ödevini yapmak için bizim eve gelecekti. Annemle ben onların oturup ödev yapacaklarını sanmıyorduk ama neyse.  Onlar geldiğinde ben bir süre evde olamadım. Sonra eve geldiğimde gördüğüm manzara şuydu. İkizim ve arkadaşı masada oturmuşlar, biri telefonla oynuyor. Öbürü ona bakıyor. Eminim 5-10 dakikadır cümle yazmıyorlardı. Bundan sonrasını yaklaşık saatlerle anlatacağım.
18:00: en azından ikisini de kendi defterlerinin başına oturttum
18:01: ne durumda olduklarını öğrendim. Biri yine iyi yazmış. Öbürüde yazmış ama arada 5-6 cümle boşluk bırakarak  yazmış. Cümlelerin biri 100 numaradaysa öbürü 108  numarada.
18:02:ikizimin eline tekrar telefonu alması üzerine kavga kıyamet telefonu elinden aldım.
18:04: birisi benden cümle istedi.
18:05: biri istedi ama ikisi de söylediğim cümleleri yazıyor. yaşasın.
18:07: ikizim cıvıtmaya başladı.
18:09: eline bir hikaye kitabı alarak cümleleri oradan yazmak istedi.
18:10: yazdığı cümlelerin saçmalığı üzerine 1001 zorlukla kitabı aldım.
18:15: 5 dakikadır biraz daha iyi cümle yazıyorlar. (birde bir cümleyi 10 kez tekrarlamasam)
18:20: 20 dakikada sadece kısa kısa 15 cümle yazmışız.
18:21:  “otur yerine, yaz şunu, lütfen yazın, haydi, hayır o cümle değil onu yazdınız,”demekten dilimde tüy bitti.
18:22: arkadaşlarının verdiği kalemin kapağı kaybolmuş. Zaten dersten kaytarmaya meraklı ikizim şimdide onu aramaya koyuldu.
18:25: arama bitti. Oturdular.
18:26: dakikada 1 cümle yazabilsekte  şuan sakinler.
18:30: neymiş, ikizim kendi saçma ötesi cümlelerini yazacakmış. Olmazzzzzz!
18:31: haydi, şimdide bir zar muhabbeti açıldı. Neymiş, benim kabartma harflerimin kullanıldığı küp taşı atacakmışız. Ben sayıyı okuyacakmışım, 3’den az gelirse benim dediklerim, 3’den çok gelirse ikizimin dedikleri yazılacakmış.
18:32: neyse diyerek zar atıldı. 1 çıktı ama 5 dedim. (sırf o saçma cümleyi duymak için.) bu arada cümle şu: “Ahmet’i  köpek ısırınca Ahmet’te köpeği ısırdı” bunu bir 8. sınıf öğrencisi söylüyor.
18:33: eski sisteme geri dönüldü.
18:35: yemeğimi yemem lazım. Onlara “cümle yazmaya devam, cıvıtmak yok” türünde bir uyarı yaptıktan sonra  yemeğimi yemeye gittim.
18:45: odaya geldim. 10 dakikadır  hiç cümle yazılmamış.
18:50: pes ettim. 5 dakikada 2 cümle yazdık. Biri onu da yazmadı.

İkizimin arkadaşı gitmeye karar verdi. İkizim onu geçirirken 1-2 gündür kafama takılan “öğretmen olsam mı?” düşüncesinden bir  süreliğine vazgeçmem gerektiğini düşündüm. Ben en iyisi yine öğrenciliğe terfi olayım.
 Yok arkadaş, küçükler yine  beni sevsin, bende onları. Büyükler bana göre değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder